* İLETİŞİM NUMARALARI AYDIN KAYNARPINAR 05054830058ALİ BİLGİÇ 05055020621AHMET BAYAR 05357637429
* KÖTÜ NİYETLİ KİŞİLERİN MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI ART NİYETLE KULLANDIKLARINI TESBİT ETTİK. BU NEDENLE NUMARALARI GİZLEDİK. ULAŞMAK İSTEDİĞİNİZ MEZUNLARIMIZIN TELEFON NUMARALARINI İLETİŞİM BÖLÜMÜNDEKİ TELEFONLARI ARAYARAK ULAŞABİLİRSİNİZ
  SEYFİ GÜNAÇTI 1971 MEZUNUMUZ EĞİTİMCİ YAZAR
Adana yollarında
  MUSTAFA VARLI 1963 MEZUNUMUZ E.HATAY İL MÜFTÜSÜ
HAYIRLI SABAHLAR
  AHMET BULUT 1970 MEZUNUMUZ EMEKLİ GAZİANTEP İL MÜFTÜSÜ
ŞEFKAT ABİDESİ ANALARIMIZ
  DR ALİ CAYMAZ 1990 Mezunumuz
İMAM-HATİP LER
  SELAMİ KAYTANCI 1971 Mezunumuz Eğitimci
Deve kuşu gibi olmak!..
  GAZİ MERT 1964 Mezunumuz Eğitimci Yazar
ANAMUR’DA BİR İLK: BILDIRCIN ÇİFTLİĞİM
  NİZAMETTİN DURAN 1975 Mezunumuz Eğitimci Yazar
Diyanet İşleri Eski Başkanı’nın Mahcubiyeti!
  MUSTAFA AKDAĞ
İmam-Hatipler Yeniden Parlıyor
  İBRAHİM SAY 1999 Mezunumuz
EKMEK ARASI LAHMACUNDAN THE İMAM?A
  ADEM ARMAĞAN 1975 Mezunumuz Şair/Yazar
 
 
Yeni web sitemizi nasıl buldunuz?
Çok iyi
İyi
Fena değil
Kötü

 
 

SEYFİ GÜNAÇTI 1971 MEZUNUMUZ EĞİTİMCİ YAZAR

ZOR DEĞİLDİR İYİLİK YAPMAK

 İyilik, karşılık beklemeksizin yapılan yardıma denir. İslâm’da, Allah’ın rızasını kazanmaya vesile olacak her güzel işe iyilik denir.
    İyilik yapmak sanıldığı kadar zor bir şey değildir. İyilik olması için her zaman para vermek de gerekmez. Bir küçük gayret sevap almaya, gönül kazanmaya yeter. Karşındakine güzel söz söylemen, gülümsemen de bir iyiliktir.
    Hz Ömer’in oğlu Abdullah Mekke yolunda giderken, yolda kendileri gibi aynı yöne giden bir bedeviye(köylü) rastlar. Onu eşeğine bindirir, başındaki örtüyü de ona verir. Arkadaşı bunun sebebini sorduğunda, “Onun babası benim babamın dostuydu. Peygamberimizin (SAS), “Babalarınızın ölümünden sonra ona yapacağınız en makbul iyilik, baba dostunun ailesini gözetmektir” buyurduğunu duydum” dedi.
    İyilik sadece insanlara yapılan da değildir. Kısıtlamalardan önce Samsun’da Atatürk Bulvarı’nın kenarında durmuş araba ile beni alacak olan kızımı bekliyordum. Hemen yanımda da yaya geçidi var. Yayalara geçiş verildiğinde 40 yaşlarında bir adamın, kucağında küçük bir köpekle benden tarafa doğru geldiğini gördüm. Önce köpeği ile birlikte yolu karşıya geçiyor sandım. Fakat yolu geçip yaya kaldırımına ulaşınca kucağındaki köpeği yere bıraktı. Sonra da yoluna devam etti. Bu da bir iyilik değil midir?
    İyilik, karşılık beklenerek yapılmaz. Onun karşılığını Allah(CC) verir. Karşılık bekleyerek yapılan iyiliğin yapana faydası var mıdır bilemem. Ancak yapılan iyiliği başa kakmanın, iyilik yapmamaktan daha kötü olduğunu bilirim. Ömer Seyfettin’in ‘Diyet’ isimli hikâyesi buna güzel bir örnektir.
    Kendisini çekemeyenler Demirci Ali’ye tuzak kurar ve kendisine hırsızlık iftirasında bulunurlar. Diyeti ödemezse Demirci Ali’nin kolu kesilecektir. Bir kasap diyeti ödemeyi kabul eder. Ama bir şartı vardır. “Ömür boyu benim yanımda çalışacaksın” der. Başka çaresi kalmayan Demirci Ali teklifi kabul eder ve kasabın dükkânında çalışmaya başlar. Ancak kasap çok anlayışsız bir adamdır. Her gün yaptığı iyiliği başa kakar; ikide bir Demirci Ali’ye, “Kolunun diyetini benim ödediğimi unutma ha!” der. Bu başa kakmalardan Demirci Ali iyice bunalmıştır. Ancak bir şey de diyemez.
    Yine bir sabah işe geldiğinde kasap, temizliğin eksik yapıldığını bahane ederek Demirci Ali’ye “Kolunun diyetini benim ödediğimi unutma ha!” der. Artık canına tak demiş olan Demirci Ali kolunu et kesmeye mahsus kalın tahtanın üstüne koyar. Satırı eline alır ve olanca kuvvetiyle koluna indirir. Kesilen kolunu kasabın önüne atarken, “Al işte, diyetini ödediğin kolu!” der ve dükkânı terk eder.
    Samsun’a indiğim gün Valilikte bir daireye uğramıştım. Müdürle yaptığımız sohbet sırasında konu benim tahsilime geldi. Müdür, “Samsun’da İmam Hatip yok mu idi de sen okumak için tâ Adana’ya gittin?” dedi. Ben de anlatmak durumunda kaldım:
    “Biz, ilkokuldan sonra bir grup Trabzonlu İmam Hatip Okulu’nu parasız yatılı okumak için sınava girdik. Yazılı sınavı kazananları sözlü sınav için Adana’ya çağırdılar. O yaşta tek başıma Adana’ya gidemezdim; babamın da benimle gelmesi gerekiyordu. Ancak ailemin maddi gücü ikimizin Adana masrafını karşılayacak durumda değildi. Rahmetli babam yakınlarından borç istedi ama kimse borç para vermeye yanaşmadı. Allah kendisinden razı olsun, karşı köyden Niyazi abi Adana’ya gitmemiz için gerekli olan parayı verdi.”
    Valilikten çıkışta düşündüm. Köylümüz ve de akrabamız olmadığı halde Niyazi abi bizi Adana’ya götürecek parayı vermişti. Bize bir iyilik yapmış ve belki de benim hayatımı kurtarmıştı. Daha sonra babam ona borcunu ödemişti ama onun iyiliği geçerliydi. Aradan tam 57 yıl geçmiş olmasına rağmen Niyazi abi yaptığı iyiliğin sevabını alıyor, benim hayır duamı kazanıyordu. Her hatırladığımda da ona dua edeceğim.
    İyilik yapmak hem kolaydır hem de zordur. Malından, elindekinden vermek çoğu insana zor gelir. Ancak cömert olanlar kolay iyilik yapabilir. Rabbim bizleri ve sizleri cömert olan ve kolay iyilik yapan kullarından eylesin.
    Yarın (13 Mayıs Perşembe) Mübarek Ramazan Bayramıdır. Bayramınızı tebrik ediyor, sağlıklı ve huzurlu bir bayram geçirmenizi diliyorum.

11.5.2021