Yüce Allah buyuruyor: “Allah yolunda hakkıyla cihad edin.” (Hac; 78)

Buna göre cihad, kutsal değerleri korumak uğrunda, gerek fertler ve gerekse toplumlar tarafından yapılan her türlü çalışmadır. İnsanın sahip olduğu siyasal, fiziksel, ekonomik ve beyin gücü gibi bütün imkânlarını Allah yolunda, kutsalları koruma uğrunda kullanması ve hatta gerekiyorsa o yolda feda etmesidir.

Çünkü bilinmelidir ki; cihad görevi yerine getirilmesi gerektiği halde, bu uğurda kullanılmayan paranın, ekonominin, silahın, politikanın, maddi-manevi itibarın ve her türlü gücün Allah nazarında ve kulların yanında bir değeri yoktur.

Bir tarafta bütün dünyanın gözleri önünde İslâm’ın ilk Kıblesi olan Mescid-i Aksa ve onu korumaya çalışan bir avuç Filistinli Müslüman, küresel destekli ahlâksız, insafsız Yahudilerin zulmü altında kıvranırken, darmadağın olmuş Müslüman yetkililerin gösteriş yaparcasına söylediği sloganlık kınama ifadeleri, pek bir anlam ifade etmiyor.

On dört asır önce, Arap yarımadasında hiç de birbirlerini tanımayan fakat Hz. Peygamber’in (s.a.s) sancağı altında Tevhid inancında buluşan çok farklı kabilelerin birleşerek Mekke’yi fethedişleri, cahiliye karanlığından kurtarışları gibi, dünyanın ücra köşelerinde bulunan tevhid cephelerinin de toparlanmasıyla yeni bir Mescid-i Aksa Fethi gerekiyor.

Allah’ım! Hep biliyoruz ki; bu dağınık ümmet, bugün buna lâyık değil belki, ama yine de sen her şeye kâdirsin.

Kutsallara sahip çıkma ve güçlerini birleştirme konusunda bu birliği, bu şuuru ve bu azmi bu ümmetten, bu ümmetin lider kadrolarından esirgeme Allah’ım!

Ayasofya’mızın aydınlık yüzünü gördüğümüz gibi, Mescid-i Aksa’mızın da aydınlığını, hürriyete kavuştuğunu bize göster Allah’ım!