Ajanslardan haber düştüğünde biz Ramazan hazırlığı yapıyorduk. Mutfağımızda eksik neler vardı?
Mekke hurması mı alalım, Medine hurması mı? Bak İran hurması daha uygun fiyata, ne dersin? Zeytinyağımız kalmamış, dolmaları onsuz nasıl yiyeceğiz ki? Belediyeler Pide fiyatlarını açıklamış. Bol susamlı ramazan pideleri şimdiden sofradaki yerini aldı… Tatlısız olur mu? “Tel kadayıf” mı seversiniz, “burma” mı? Eee siz tatlıları seçerken ben size başka bir “Burma’dan haber vereyim bari! Burma diye bir yer var… Yeni nesil Birmanya yahut Myanmar diye biliyor. Güneydoğu Asya'da, Andaman Denizi ve Bengal Körfezi kıyısında, Bangladeş, Çin, Hindistan, Laos, ve Tayland arasında yer alıyor… Tarihi savaşlarla dolu… Gelişkin bir Buda uygarlığı var¬.. Terk edilmiş bir kent olan Pagan'da bu uygarlıktan izler taşıyor… Kentin her yanında bizde nasıl cami varsa, orada da buda tapınakları var…. Petrol, Kereste, Kalay, Antimon, Çinko, Bakır, Tungsten, Kurşun, Kömür, Mermer, Kireçtaşı, Değerli Taşlar, Doğalgaz ve Hidro Enerji temel zenginlikleri… Ama en çok petrol para ediyor… Birmanya prensleri ülkeye hakim olmak için kendi aralarında durmak bilmeyen savaşlar yaptı. En sonunda da İngiliz geldi “ben ne dersem o olacak” dedi. Prensler, Buda tapınaklarına çıkıp bağlılıklarını bildirdiler. Budist prensler İngiltere’nin politikası gereği Birmanya’yı bir dönem Hindistan’ın bir eyaleti gibi kalmasını dahi hazmettiler… Kral Thibavv'la döneminden beridir de çok fazla bir şey değişmedi… Önceki gün haber ajanslarından Birmanyadaki Budistlerin bir dönem İngilizlere terk ettikleri Arakan bölgesindeki Müslümanları diri diri yakarak kitlesel göçe zorladıklarına dair haberler geldi… İngilizlere delikanlılık gösteremeyen Budist prensler, sahipsiz gördükleri Müslümanlara “dayılık” göstermiş… Amacı ne? “Burayı boşlat, benim adamlarım yerleşecek”…. Klasik zorunlu göç politikası… 2008’de bizim Kızılay, bölgeyi yoğun yağışlar sonrası sel ve kasırga basınca yardıma gitmişti. Ama Budistlerin yardım kültürü de anlayışı da bir garip. Adamlara yardım edeyim diyorsun, adamlar “altında ne var? “diye yaklaşıp zorla izin veriyor. Bizim Kızılay’da BM yardım ekibi gibi zorla izin almıştı… Bizde Budistlere biraz hayranlıkla bakılır. Bağdaş kurup transa geçen Budistler akla geliverir. Kafasını sıfıra vurdurmuş, toprak rengi elbise giyinmiş, eller birleşik vaziyette, ruhani ruhani dua ederler. Kimseye de zararları yoktur. Ama iş kendi memleketleri olunca trans bozuluyor, kendileri gibi inanmayanları diri diri yakıp, mallarına el koyuyor, zorunlu göçe mecbur ediyorlar…. Yani siz o sofistik manzaralara kanıp, Budistleri günahsız sanmayın… Arakan denilen bölgede Müslümanlar yaşıyor… Burma, ülkedeki müslüman katliamının dünyada yankılanacağını kestirememiş anlaşılan… Yakıp yıkıyor… Ramazan’a da saygıları yok… Biz adamlar trans halindeyken sesimizi bile çıkartmıyoruz, adamlar bizim oruç ayımızda katliama kalkışıyor… Bu işte bir iş var mı onu göreceğiz… Ama şimdilik gördüğümüz; kan ve göz yaşı… Avrupa Birliği, 93’te kalbindeki Bosna katliamına ses çıkartmadı, kalkmış Afrika’ya uzanıyor, Burma’daki katliamla ilgili komisyon kuruyor… Amacın ne arkadaş? Desek “insanlık” diyecek, bizde yiyeceğiz… Henüz bizden güçlü bir ses çıkmış değil… İran BM’de girişimde bulunmuş bile… Arakan nire, Türkiye nire demeyin. Arakan da bura, Türkiye’de burası… Fatih Bayhan - Haber7 www.fatihbayhan.com.tr bayhan.f@gmail.com
|